Çocuklarda Mastürbasyon

Masturbasyon kelimesi latince ”masturbare=(elle bozmak )” fiilinden türemiştir.
Günümüzde kullanımı; kişinin (kadın veya erkek) kendi kendine cinsellik yaşaması veya cinsel doyuma ulaştırması için yaptığı eyleme denir. Daha modernize bir açıklama ile ; bir cinsel tepki üreten istemli kendi kendine uyarım olarak tanımlanabilir.

Masturbasyon hayal gücünün veya fantazinin sonsuz kullanımı ile gerçekleşir,kişi bu sırada kendisini ve karşıdakini dilediği gibi düşünür ve sonsuz bir güce sahip olur, bu yüzden de hiç bir cinsel eylem bu sınırsızlıkta ve mükemmellikte gerçekleşmez. Bu da ilk cinsel eylemlerde bazen hayal kırıklığı yaratabilir. Ama hiç bir düşünce de tensel dokunmanın veya hissetmenin ve de sevginin yerini de tutamaz.

ERKEN YAŞLARDA MASTÜRBASYON NE ZAMAN PROBLEMDİR? 

Mastürbasyon, 18 ay gibi başlayıp 5 yaşına kadar sürebilen, sıklığı farklılık gösteren, çocuğun kendi cinsel organını tanıma ve keşfetme sürecidir. Çocuğun kendi bedenine odaklanması, çocukta herhangi bir probleme yol açmaz. Yani yaygın düşüncenin aksine zararlı değil, çocuğun cinsel gelişimi içinde yer alan normal bir süreçtir. Eğer çocuk kendini ifade etmenin bir yolu olarak mastürbasyonu kullanıyor ve çok sık bu yola başvuruyorsa, mastürbasyon çocuğun güven temin etmek için sığınağı olmuş olabilir ve bu durumda problem teşkil edebilir. 

Kendi kendini uyarma (mastürbasyon) davranışı, okul öncesi çocuklarda oldukça sık görülmekte. Daha büyük yaşlar için anlaşılır olan bu durumun bu kadar erken yaşta ve yoğun olarak ortaya çıkması pek çok ebeveyn için bazen kafa karıştırıcı olabiliyor.

Anne babalar için, bir zamanlar kendileri de aynı durumu yaşamış olsalar da çocuklarının mastürbasyon yaptığını kabul etmek zordur. Oysa mastürbasyon, çok erken yaşlarda bile görülebilecek bir gelişim aşamasıdır.

Aslında cinsel açıdan reaksiyon verme kapasitesi çok erken başlar ve bebekliğin ilk aylarında dahi basit haz alma davranışları dikkatli ebeveynler tarafından fark edilebilir. Çocuğun yaşı ilerleyip de kendi cinsiyetinin ayırdına vardıkça ve kendi bedeni üzerinde denetimi arttıkça cinsiyet farkı gözetmeksizin özellikle 3-6 yaşlar arasında daha ritmik nitelikte uyarma davranışları gözlenir.

Mastürbasyon, genital bölgeyi elle veya bir nesneyle uyarma, yüzükoyun yere uzanıp sürtünme gibi pek çok şekilde görülebilir, yalnız kaldığı anlarda çocuğun daha çabuk aklına gelir, uykuda tekrarlayabilir, hatta başkalarının varlığında dahi engellenemez noktalara gelebilir. Yoğunluğu gittikçe azalır, altı yaşından sonra kaybolur veya seyrek görülür.

Ebeveynler de ilerleyen yaşla kaybolacağını genellikle tahmin edebilirler ancak o an için mastürbasyon davranışının uykuda bile nüksedecek derecede yoğun olması, çocuğun sosyal ortamlarda kendini engelleyememesi ve kendisini nefes nefese yoracak kadar zorlaması da haklı olarak anne babaları bazen korkutur. En belirgin endişe nedeni ise bu eylemin şu anda ya da gelecekte çocuklarına zarar verebileceği düşüncesidir.

Mastürbasyonun bedene zarar verebileceği inancı bu yüzyılın başına kadar geçerliliğini korumuş ve impotanstan (iktidarsızlık) tüberküloza kadar birçok hastalığa neden olabileceği düşüncesiyle sınırlamalar getirmenin ötesinde önleyici tedavi yöntemleri bile denenmiştir. Ancak bugünün anlayışına göre; şu anda veya gelecekte zararlı olacağı düşüncesiyle sınırlamalar koymak gereksizdir. Üstelik; ayıplama, cezalandırma gibi tutumların neden olacağı suçluluk duygusu çocuğun cinsel ve ruhsal gelişimi açısından daha yıpratıcı olabilir. 

Mastürbasyon çocuk gelişiminin beklenen bir evresidir, sık görülür, şu anda ya da gelecekte fiziksel ve ruhsal sorunlara neden olacağı düşünülmez, okul çağına geçerken büyük olasılıkla kaybolacaktır. Günlük yaşam kalitesini etkilemediği ve mastürbasyona başka yakınmalar eşlik etmediği sürece ebeveynin aşağıda özetlenen basit müdahaleleri yeterli olacaktır:

– Yaptığının yanlış olduğunu düşünmesine neden olmayın

– Cezalandırıcı, yargılayıcı ayıplayıcı ifadeler veya tavırlardan kaçının

– Başkalarının önünde yapmasının görenleri rahatsız edebileceğini öğrenmesini sağlayın

– Daha uygun zamanlar ve mekanlar tercih etmesi konusunda yönlendirici olmaya çalışın

– Aşırı noktalar vardığını düşünüyorsanız ve gerekirse ilgisini değiştirebilecek aktiviteleri özendirmeyi deneyin

– Çocuğun yakın çevresini bilgilendirmek ve gerektiğinde desteğini almaktan çekinmeyin

– En önemlisi de mastürbasyona başka problemlerin eşlik edip etmediği konusunda dikkatli olun

Peki; ebeveynler bu sorunla dışardan yardım almaksızın her zaman kolaylıkla başa çıkabiliyorlar mı veya bir başka deyişle mastürbasyon davranışının klinik bir problemin işareti olabileceği durumlar yok mudur? Bu sorunun yanıtı, evet. Mastürbasyon ya da kendini uyarma davranışının bir hekimi ilgilendirdiği zamanlar da vardır elbette. Bu noktada ebeveynlerin ayırt etmesi gereken nokta: Mastürbasyon başlı başına bir davranış olarak mı gözleniyor yoksa başka yakınmalar ve davranış problemleri eşlik ediyor mu?

Kardeş doğumu, ayrılma deneyimi vb travmatik yaşantıların çocuğun çevreyle uyumunu zorlaması, genitoüriner hastalıklar ve birçok stres faktörü başlangıç için tetikleyici olabilmektedir. Ayrıca cinsel konularla aşırı uğraş, tuvalet problemleri ve depresif yakınmaların mastürbasayona eşlik ettiği durumlar cinsel istismarı dahi akla getirebilir. Bazı epilepsi türleri mastürbasyona benzer görünümde karşımıza çıkabilir. Sosyal ortamda kendini frenleyemeyen, daha doğrusu yargılama becerisi zayıf çocukların zeka düzeyleri de hesaba katılmalıdır. Bunlar belli başlı örnekler ve elbette çoğaltmak mümkün. Bütün bunların ötesinde çocuğa ait aile ortamı ve sosyal çevrenin de durumu değerlendirmek ve yargılamakta yetersiz kaldığı, tutarsız davrandığı durumlarda dışardan profesyonel yardım aranması da çocuk adına yerinde bir çaba olacaktır.

Özetle, tek başına görülen mastürbasyon davranışı beklenen bir gelişim süreci ise de ilave zorluklar ve davranış problemleri varsa bir profesyonel yardımı gerekebilir ve bunun için de çocuğun bireysel özellikleri, aile ortamı ve sosyokültürel çevresi de göz önünde tutulmalıdır.  

Çocuklarımıza nasıl davranalım;

İlk önce onlara bu konularda sağlıklı bilgiler verelim eğer sizde bilmiyor veya bu konuları konuşamıyorsanız çekinmeden destek alabileceğiniz yerlere baş vurabilirsiniz veya okuyup öğrenebilecekleri bazı bilgi kaynakları sağlayabilirsiniz.En önemli olan şey yanlış bilgi vermemektir.Ufak bir kızken annesi tarafından anal (arkadan-popodan – makat-rektum ) ilişkiye girmesin diye arkadan ilişki kuranlar kanser olur diye korkutulup yönlendiren bir hastamın kabız olursam da aynı etki olur kanser olurum ölürüm fikri ile yaşadığı ve hissettiklerini, bu yüzden yeme içme problemi yaşadığını, uzun süre psikiyatrik tedavi alıp halen de tam olarak iyileşemediğini ve de iyileşemeyeceğini düşünürseniz yanlış bilginin bir insanın hayatına, yaşantısına nasıl bir etki yaptığını anlarsınız.

Onları kendileri ile kalabilecekleri ruhları ve bedenlerini tanıyabilecekleri mekanlarda rahat bırakalım.Odasının kapısını kilitlemesine izin verin veya kapısını çalıp onun olurunu almadan odasına girmeyiniz.Kötü bir şey yapacaksa zaten yapar, sertlikle hiç bir şey engellenmez sadece inanarak doğruyu anlatın oda anlayacaktır.Veya banyoda gereğinden fazla kalırsa onu rahatsız etmeyiniz, orayı gerçekten kullanmaya ihtiyacınız olana kadar onu rahat bırakınız, bir insan banyoda ne yapabilir ki veya ne yapar sizce? En önemli şey ise onlar her ne kadar sizin bedeninizin bir parçası olsalar da onlarında bir ruhlarının olduğunu unutmamak, onların kişiliklerine saygı duymaktır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir