Teknoloji Bağımlılığı

Teknoloji 

1990’lı yıllarda ortaya çıkan ve 2000’li yıllarda hızlı bir gelişme ile her yaştan her gelir grubundan insanın hayatına giren ve günümüzde günlük yaşantının en kilit kullanım alanı olan internet; insanların ihtiyaç duyduğu her türlü bilgiye saniyeler içerisinde ulaşmalarına, eğlenceli ve hoş vakit geçirmelerine ve sevdikleriyle iletişimde bulunabilmelerine olanak sağlayan yeni bir kitle iletişim aracıdır. İnternet insanlara günlük hayatlarını kolaylaştıracak, bekleme sürelerini dolduracak ya da öğrenme ve merak güdülerini doyuracak birçok avantaj sağlamasına karşın internetin getirdiği avantajların yanı sıra insanların interneti kullanım biçimlerinden ve sıklığından kaynaklanan birtakım sorunlara yol açtığı inkar edilemez bir gerçektir.  

Teknoloji Bağımlılığı Literatürü 

2000’li yıllarda teknoloji bağımlılığına yönelik çalışmalar, farklı uygulama alanlarını esas alarak gerçekleştirilmiştir. Bu süreçte internet bağımlılığı Facebook başta olmak üzere sosyal medya bağımlılığı oyun bağımlılığı ve cep telefonu bağımlılığı ana çalışma alanları olarak ortaya çıkmıştır. Bu bağımlılık çeşitlerinin farklılıkları olmakla birlikte birçok ortak unsuru paylaştıkları da gözden kaçmamaktadır 200. Bahsedilen çalışmalarda teknoloji bağımlılığı kavramının birçok farklı şekilde isimlendirildiği ve araştırmacıların tek bir terim üzerinde uzlaşamadığı görülmektedir. Örneğin internetin aşırı kullanımı, bir diğer bakış açısından ise internet bağımlılığı ile ilgili terimler arasında “İnternet Bağımlılığı Rahatsızlığı” (Internet Addiction Disorder), “Patolojik İnternet Kullanımı” (Pathological Internet Use), “Problemli İnternet Kullanımı” (Problematic Internet Use), “Aşırı İnternet Kullanımı” (Excessive Internet Use), “Takıntılı İnternet Kullanımı” (Compulsive Internet Use), “Çevrim içi Bağımlılığı” (Online Addiction),“Yüksek İnternet Düşkünlüğü” (High Internet Dependancy) yer almaktadır. Young’ın (1998) çalışmasıyla gündeme gelen ve bir rahatsızlık olarak kabul edilen “İnternet Bağımlılık Rahatsızlığı” terimi şu şekilde tanımlanmaktadır: “internetin takıntılı biçimde aşırı kullanımı ve internetten yoksun bırakıldığında sinir bozucu ya da huysuz davranış durumu” Daha geniş bir bakış açısıyla “İnternet Bağımlılığı” ise, bireyin internet kullanımına yönelik kontrolünü kaybederek hayatında problemli sonuçlar doğuracak kadar yoğun kullanması olarak ifade edilmektedir. Her ne kadar bağımlılık sözcüğü farklı araştırmacılar tarafından çok ağır olmakla eleştirilmekte ve daha iddiasız terimler ileri sürülmekteyse de, pek çok araştırmacının tercih ettiği bağımlılık terimi çeşitli kamu kuruluşları ve özellikle kamuoyu tarafından benimsenmektedir. Gerek internet gerek onu sağlayan teknolojiler gerekse bunlar için geliştirilen uygulamalara yönelik bağımlılık araştırmalarında, ilgili bağımlılık türlerinin benzerlik gösterdiği bilinmektedir. Bu çalışma için geniş bir bakış açısı benimsenmiş ve kapsamlı önerileri olanaklı kılacağı düşüncesiyle sözü geçen bağımlılık çeşitlerinin tümüne işaret eden “teknoloji bağımlılığı” terimi tercih edilmiştir. Bu çalışma çerçevesinde teknoloji bağımlılığı, Beard’in yaklaşımına paralel olarak bireyin psikolojik durumunun (hem zihinsel hem de duygusal bakımdan) yanı sıra, mesleki ve sosyal etkileşimlerinin teknolojinin aşırı kullanımı sebebiyle zarar görmesi ifadesiyle tanımlanmıştır. Ortaya çıkışı görece yeni olan ve zihinsel bir sağlık sorunu olarak kabul edilen teknoloji bağımlılığı alanında yapılan çalışmaların son dönemde önemli bir artış gösterdiği fark edilmektedir. Madde bağımlılığına benzer davranışsal bağımlılık belirtilerine (ruh hâli değişikliği, içine kapanma, çatışma vd.) yol açan teknoloji bağımlılığının tedavi gerektiren bir hastalık durumuna evrildiği açıktır. Nitekim alışveriş ve oyun gibi teknoloji kullanımıyla gerçekleştirilen çevrim içi etkinliklere fazla zaman harcamak depresif belirtilerin ortaya çıkmasına sebep olarak gösterilmektedir. 

İnternet Bağımlılığı mı, Teknoloji Bağımlılığı mı? 

Modern teknoloji araçları geliştikçe insanoğlunun teknoloji ile ilişkisi de sorunlu hâle gelmeye başladı. Konuyla ilgili en bariz ve üzerinde en çok çalışılan problem, internet bağımlılığı problemidir. Bu nedenle hâlihazırda literatürde yer alan çalışmalar ve araştırmalar daha çok internet bağımlılığı tanımı etrafında yapılmaktadır. Konuyla ilgili yapılan erken çalışmalarda internet bağımlılığı yerine farklı isimler kullanılmış, internet kelimesi ile bağımlılık tanısı uzun süre yan yana getirilmek istenmemiştir. Bu nedenle internet bağımlılığı yerine; internet bağlılığı (internet dependency), patolojik internet kullanımı (pathological internet use), problemli internet kullanımı (problematic internet use), aşırı internet kullanımı (excessive internet use), internet istismarı (internet abuse), internet bağımlılığı bozukluğu (internet addiction disorder) kullanımları tercih edilmiştir. Ancak süreç içerisinde, konuyla ilgili yapılan araştırmaların ve kliniklere gelen vakaların sayısı arttıkça meselenin sadece istismar, aşırı ya da problemli kullanım olarak adlandırılamayacağı, bağımlılık olarak adlandırılması gerektiği yerli yerine oturmuştur. Bununla beraber sadece internet bağımlılığı ifadesi de gençlerin bugün yaşadığı mevcut sorunu; sebepleriyle, süreçleriyle ve sonuçlarıyla bir bütün olarak görmeye mani olmaktadır. Çünkü internetin ötesinde cep telefonu, akıllı telefon uygulamaları, dijital oyunlar, televizyon gibi teknolojik aletler de ciddi anlamda gençlerimiz için tehlikeli ve bağımlılık yapıcı bir risk olarak varlığını her geçen gün pekiştirmektedir. Dolayısıyla internet bağımlılığı yerine teknoloji bağımlılığı ifadesinin kullanılması kapsamı açısından daha doğru olacağından metinde internet bağımlılığı değil teknoloji bağımlılığı ifadesinin kullanımı tercih edilmiştir. 

Bağımlılık ve Karakteristik Özellikleri 

Teknoloji bağımlılığı ve gençlik meselesi üzerinde durmadan önce bağımlılık ve gençlik üzerinde durmak faydalı olacaktır. Bu noktada bağımlılık ile ilgili temel bazı bilgileri tekrar gözden geçirmek gerekir. Maalesef toplumumuzda bağımlılık ile ilgili temel bilgiler ya kulaktan dolma söylentiler ya da yazılı ve görsel basının dramatize ettiği hikâyeler etrafında oluşmuş ve şekillenmiştir. Hiç şüphesiz problemi doğru tanımadan doğru bir yaklaşım geliştirmek çok mümkün olmayacaktır. Bu nedenle de bağımlılığın karakteristik özellikleri ile bağımlılık temel bilgisine başlamak yerinde olacaktır. Bağımlılığın karakteristik özelliklerinin birincisi bağımlılığın kronik olmasıdır. Yani hayat boyu devam eden ve hayat boyu kontrol edilmesi gereken bir hastalıktır. Burada kronik ve hastalık ifadeleri üzerinde durmak önemlidir. Kronik kelimesi en iyi çözümün hastalığın hiç ortaya çıkmamasının ne kadar önemli olduğunu ifade etmektedir. Hastalık kelimesi ise bağımlılığın ortaya çıktıktan sonra artık kötü alışkanlık, yanlış davranış boyutlarını geçtiğini, hastalık olduğunu, hastalığın kendi kendine, askere gidince, evlenince vs. sebeplerle geçmesi mümkün olmadığından mutlaka bir tedavi sürecine girilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Bağımlılığın ikinci karakteristik özelliği primer olmasıdır. Yani hangi sebep ya da hastalık sonucu ortaya çıkmış olursa olsun başladıktan sonra birincil olarak ele alınması gereken bir sorundur ve başlatan sorunun ya da hastalığın ortadan kalkması sonuç olarak ortaya çıkan bağımlılığı ortadan kaldırmayacaktır. Bağımlılığın ayrıca, bağımsız, hususi olarak üzerinde durulması, tedavi edilmesi lazımdır. Bağımlılığın üçüncü karakteristik özelliği ilerlemesidir. Yani başladıktan sonra hem süreçler hem sonuçlar anlamında aynı kalmaz. Zamanla hem kullanım oranı ve süresi, hem de kullanımdan kaynaklanan her anlamdaki sıkıntılar artar. 

Dijital Dünyada Bağımlılığı Pekiştirici Unsurlar 

Televizyon, kitap, dergi gibi mecralarda olmayıp, dijital mecralarda bulunan ve teknoloji bağımlılığını pekiştiren dört temel özellik vardır: 

  • Durma işaretinin olmayışı
  • Gelişmeleri kaçırma korkusu (fear of missing out –FOMO)
  • Değişken ödüller
  • Alışkanlık döngüsü

Takip eden bölümlerde bu özellikler detaylı olarak tanımlanacaktır. 

Teknoloji Bağımlılığında Önleme Çalışmalarının Önemi 

Bağımlılığın hem kronik hem primer hem de ilerleyici özelliğe sahip olması bağımlılık konusunda yapılacak çalışmalarla alakalı tedaviden ve rehabilitasyondan ziyade hiç başlamayanlar için önleme çalışmalarına ya da yeni başlayanlar için kısa süreli müdahale çalışmalarına ağırlık verilmesi gerektiğini göstermektedir. Bu gerçek bütün bağımlılıklar için geçerlidir ancak eylemsel bağımlılıklar, özellikle de teknoloji bağımlılığı söz konusu olduğunda konuya özel aşağıda detaylarıyla açıklamaya çalışacağımız bazı sebeplerden dolayı bu müdahaleler daha önemli hâle gelmektedir. 

Bu sebeplerden birincisi gerek ülkemizde gerekse dünyada eylemsel bağımlılıklar, özellikle teknoloji bağımlılıkları, alanında hâlen yeteri kadar akademik çalışmanın ve klinik uygulamanın olmayışıdır. Bunda, eylemsel bağımlılıkların yakın zamana kadar kimyasal bağımlılıklar kadar önemli ve tehlikeli görülmemesi, teknolojinin çok hızlı gelişmesi ve literatürün yeni yeni oluşması gerekçe olarak zikredilebilir. 

İkinci olarak teknoloji bağımlılığı söz konusu olduğunda sebepler, süreçler, sonuçlar bütün boyutlarıyla bilinmediği gibi gerek medikal tedavi, gerek konuya özgün geliştirilmiş bir psikoterapi modeli, gerekse sosyal rehabilitasyon konularında ciddi eksiklikler söz konusudur. 

Örnek olarak teknoloji bağımlılığı konusunda tedavi hizmeti verecek hem uzman hem de mekân anlamında hem ülkemizde hem de dünyada ciddi bir boşluk söz konusudur. Bu konuya özelleşmiş psikiyatri, psikoloji ve sosyal hizmetler alanlarından uzman sayısı çok az olduğu gibi bu konuya özelleşmiş tedavi ve rehabilitasyon merkezi sayısı da yok denecek kadar azdır. Dördüncü olarak teknoloji bağımlılığı diğer eylemsel bağımlılıklara benzer şekilde vücuda kimyasal bağımlılıklarda olduğu gibi direk zarar vermediğinden dolayı teknoloji bağımlısı bir bireyin gördüğü zararı doğru bir şekilde fark edip tedaviye motive olması çok mümkün değildir. Teknoloji bağımlıları daha çok bağımlı olmadıkları ya da bağımlılıklarının kendilerine zarar vermediği iddiasını taşımaktadırlar. Beşinci olarak teknoloji bağımlılığı kimyasal bağımlılıklardan farklı olarak aileler ve toplum tarafından daha az zararlı görülmektedir. Aileler kimyasal bağımlılıkları ciddi bir sorun olarak görüp hastalık olarak kabul ederken ve tedavisi yönünde bağımlı aile üyesine ciddi baskı yapıp hatta maddi ve manevi desteği kesme noktasına gelirken teknoloji bağımlılığında problemi çoğu zaman bağımlılıktan ziyade kötü alışkanlık olarak değerlendirmekte, kendi kendine geçeceğini, hayatta belli bazı dönemlerin (evlenme, askerlik, sınavların bitmesi vs.) doğal süreci olarak bağımlılığın düzeleceği düşünülmektedir. Bu nedenle aileler tedavi konusunda ciddi, acil ve dikkatli bir sürece girmedikleri gibi problemi dışarıya karşı kapatarak ya da basitleştirerek dolaylı da olsa bağımlının bağımlılığını desteklemektedirler. Sadece aileler değil toplumların da teknoloji bağımlılığını diğer kimyasal bağımlılıklardan farklı değerlendirmeleri teknoloji bağımlılığının yaygınlaşmasını artırmaktadır. Altıncı olarak kimyasal bağımlılıklarda bağımlı birey bağımlı olduğu maddeyi tedavi ve rehabilitasyon sonucu tamamen bırakabilir ve uzak durabilirken teknoloji bağımlısı bir birey için teknolojiden uzak durmak, teknoloji ile ilişkisini sıfırlamak modern dünyada imkânsız gibidir. Bütün bu sebeplerden dolayı teknoloji bağımlılığı herhangi bir bağımlılıktan farklı olarak değerlendirilmeli, tedavisinin her anlamda daha da zor olabileceği öngörülmeli ve ağırlıklı olarak önleme çalışmalarına hem araştırma hem uygulama hem de yaygınlaştırma anlamında hız verilmelidir. 

Bağımlılığa Gitmemek 

Bağımlılığa giden yolda üç basamak söz konusudur. Bunlardan birincisi kullanım, ikincisi kötüye kullanım, üçüncüsü bağımlılıktır. Teknoloji bağımlılığında uyuşturucu, alkol ya da sigara gibi özellikle gençler için bir yaş sınırı konulması ve kullanımın sıfırlanması mümkün değildir. Genç birey teknolojiyi kullanacaktır çünkü bugünün gençliğinin “en başat özelliği, iletişim teknolojileri ve sosyal medyayı bir hayat biçimi olarak yaşamalarıdır”. Ancak gençlerin böyle bir hayat yaşarken bağımlı olmamaları için gerek konuyla ilgili sorumluluk hisseden bireylerin/anne-baba/öğretmenlerin ve gerekse resmî kurumların ve gençlik çalışmaları yapan sivil toplum kuruluşlarının bağımlılığa giden adımları gözeterek önleme çalışmaları yapmaları gerekmektedir. Bu noktada yapılması gereken çalışmaların başında bağımlılığa giden ilk basamak olan kullanımın bir çerçevesinin çizilmesi ihtiyacı gelmektedir. Genç kullanım ile ilgili bir çerçeveye sahip olur, o çerçeveyi bilir ve ona göre kullanırsa bağımlılığa giden yola hiç girmemiş ve kendini bağımlılıktan korumuş olur. İkinci basamakta kötüye kullanımın ne demek olduğunu bilmesi, kullanıma bağlı zarardan kendini koruyabilmesi anlamında önemlidir. Teknoloji kullanımını noktasında “Nasıl bir kullanım?” sorusunun cevabı olarak aşağıdaki çerçeve önleme çalışmaları içerisinde gençlere öğretilip günlük hayatlarına uygulanmaları sağlanabilir. Bu çerçeve öğretilip erken yaşlardan itibaren alışkanlık hâline getirilirse gençlerin teknoloji bağımlılığı sorunu yaşamaları çok daha düşük bir ihtimal olacaktır. Çünkü günü yaşarken yaptığımız her seçimin, sergilediğimiz her davranışın ardında her ne kadar uzun düşünce süreçleri var gibi gözükse de aslında büyük oranda alışkanlıklarımızın tetiklediği kabullerimizle hayatımızı devam ettirmekteyiz. Nitekim Duke Üniversitesinden Verplanken ve Wendy’nin yaptığı araştırmaya göre insanların her gün gösterdikleri davranışların %40’tan fazlasının gerçek anlamda kararlar değil alışkanlıklar olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Nitekim konunun uzmanlarından Squire’nin yaptığı çalışmalar düzenli ve devamlı davranışların sonucunda insanın sebebi konusunda hiç bir şey hatırlamaksızın o davranışa dair öğrenme gerçekleştirebileceğini ve seçimler yapabileceğini göstermektedir. Davranışımızın temelinde mantık ve bellek kadar alışkanlıklar da yatmaktadır. Alışkanlıkları neyin ortaya çıkardığını kişi bilmese bile çoğu zaman farkında olmadan davranışlarını etkiler. Bu nedenle teknoloji bağımlılığını gençlerde önlemenin en önemli adımlarından birisi doğru teknoloji kullanımı alışkanlığı kazandırmaktır. Son olarak da teknoloji bağımlılığında nelerin ne zaman bağımlılık olabileceğinin bilinmesi ve risk faktörlerinin farkında olunması bağımlılığı önleyebilmede önemli birer ölçüt olacaktır. Dolayısıyla bundan sonraki bölümde önce olması gereken kullanım ile ilgili bir çerçeve çizilecek, sonrasında kötüye kullanımın ne olabileceği hakkında bilgi verilecek, son olarak da teknoloji bağımlılığının ne ile ve ne şekilde olabileceğine ve teknoloji bağımlılığında risk faktörlerine yer verilecektir. 

Dijital Detoks 

Dijital detoks, “bir kişinin akıllı telefon veya bilgisayar gibi mobil elektronik cihazları kullanmaktan gönüllü kaçındığı ve bu kaçınma sürecini fiziksel dünyadaki stresi azaltmak veya sosyal etkileşime odaklanmak için bir fırsat olarak değerlendirildiği bir dönem” olarak karşımıza çıkmaktadır. Dijital detoks bireylerin kendilerini teknolojiden uzak tutmayı istemeleriyle başlamaktadır, çünkü alkol, tütün ürünleri ve uyuşturucu bağımlılıklarıyla eşdeğer nitelikte tutulmuş olan dijital bağımlılık birçok psikolojik rahatsızlığın da temel sebebi olmaktadır. Yeşilay’ın öncülüğünde ‘Türkiye Bağımlılıkla Mücadele’ eğitim programında ‘İnternet bağımlılığıyla ilgili yapılan araştırmalar bu hastalığın diğer psikolojik hastalıklar ile birlikte görülebileceğini ortaya koymuş ve internet bağımlılarının %50’sinde bağımlılığın başka bir psikiyatrik bozukluk ile birlikte seyrettiği saptanmıştır. İnternet bağımlılığı ile birlikte görülen psikiyatrik bozukluklar ve görülme oranları şöyledir; 

  • Anksiyete bozukluğu
  • Psikotik bozukluk
  • Depresyon veya distimik bozukluk
  • Duygudurum bozukluğu
  • Madde kullanımı

Ayrıca “dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, sosyal fobi, hafif depresyon varlığında veya ailede bağımlılığa yatkınlık söz konusu olduğunda riskli internet kullanımı görülebilmektedir”. Teknolojiyi bu kadar içimizde hissetmemizden dolayı karşımıza dijital detoks kavramı çıkmaktadır. Hem duygusal hem de fiziksel olarak hissettiğimiz teknolojinin olumsuz etkilerinden kurtulmak ‘insanın kendine dönüşü’ olarak tabir edilebilir ama günümüz teknolojisinden tamamen uzaklaşmak, olumsuz etkilerini nedeniyle olumlu etkilerini de ötelemek pek mümkün görünmemektedir. “Bu pazar arkadaşlarımla dışarı çıktığım zaman telefonu yalnızca çaldığında elime alacağım” diye kolayca koyulan kurallar dahi dijital detoks sayılırken turizm sektörü de detoks için kişinin doğayla özdeşleşmesi konusunu işleyerek çeşitli doğal kamplar düzenleyerek veya verimli aktiviteler yaparak (mektup yazmak, yoga yapmak vs.) bireyleri teknolojinin etkilerinden arındırmaya çalışmaktadır. Teknolojisiz yaşamın mümkün değil gibi görünmesinin yanı sıra insanın kendini teknolojinin ve sahteliğinden uzaklaştırmak istemesi ve bireyin teknolojinin sunduğu imkana sırtını dönmesinden ziyade önemli olan bireyin teknolojiyi ihtiyaçları doğrultusunda dengeli bir şekilde kullanmasıdır. 

Teknoloji Kullanımı: Ama Nasıl? 

Amaçlı Kullanım: Teknolojiyi yapacak hiçbir şey olmadığı için “vakit öldürme” amaçlı kullanmak değil bir amaç çerçevesinde kullanmaktır. Bu amaç bir bilgi öğrenme, bir sorumluluğu yerine getirme, bir beceriyi geliştirme, bir şey üretme ya da dinlenme olabilir. Özellikle gençlik döneminde düzenli bir işin başlamamış olması, evlilik veya çocuk sorumluluklarının henüz alınmamış olması, teknolojinin günlük hayatı kolaylaştırması ve buna bağlı olarak zaman alacak bireysel sorumlulukların (çamaşır, bulaşık, ulaşım vs.) teknolojik araçlara devredilmesi sonucu ciddi bir boş vakit ortaya çıkmaktadır. Bu boş vakitlerin değerlendirilmesinde de en ucuz, en çeşitli ve en kolay ulaşılabilir meşguliyeti teknoloji araçları sunmaktadırlar. Ancak kullanım sağlıklı bir amaç doğrultusunda gerçekleşmezse gerek süre gerekse içerik anlamında ciddi sorunların ortaya çıkması muhtemeldir. Çünkü amaçlı kullanım olmadığı zaman hem gerçekten gençlerin vakitlerini öldürmelerine sebep olur hem serbest zaman yönetimi becerilerini geliştirememelerine sebep olur, hem de amaçsızsa kullandıkları teknoloji araçların vasıtasıyla tesadüfi olarak herhangi bir zararlı içerikle karşılaşıp buna bağlı sorun yaşama riskleri artar. Dolayısıyla teknoloji kullanımı konusunda çizilmesi gereken çerçevenin ilk bileşeni amaçlı kullanım olmalıdır. 

Sınırlı Kullanım: Teknolojinin hangi amaçla kullanılırsa kullanılsın mutlaka günlük süre sınırı korunarak kullanılmasıdır. Zaman zaman istisnai durumlarda süre sınırı esnetilebilir olsa da düzenli bir sınırsız kullanıma izin verilmemelidir. Çünkü teknolojik araçların içeriklerinin hem niteliksel hem niceliksel anlamda baş döndüren bir hızda ilerlemesi sınırsız kullanım hâlinde insanın kendini, hayatını ve sorumluluklarını unutacak kadar teknolojik araçların içerinde kaybolmasına sebep olabilir. 

Sorumlu Kullanım: Teknolojik araçların mümkünse insanların faydalı olacak şekilde kullanması yoksa hiçbir şekilde hiç kimseye zarar vermeyecek şekilde kullanılmasıdır. Bu kullanımda kişi genel ahlak kriterlerinin gerçek dünyada geçerli olduğu gibi sanal dünyada da geçerli olduğunu bilir ve hiçbir şekilde herhangi birisinin kişilik haklarına, psikolojik bütünlüğüne ve sosyal varoluşuna zarar verecek şekilde teknolojiyi kullanmaz. 

Sağlıklı Kullanım: Teknolojik araçların bireyin fiziksel ya da psikolojik sağlığına zarar vermeyecek şekilde kullanılmasıdır. Bunun için kullanımda içeriğe dikkat edildiği kadar teknolojik araçlara yakınlık mesafesi, kullanımda vücudun duruşu, çevrenin düzenlenmesi gibi faktörlerin gözetilmesi gerekmektedir. Özellikle cep telefonu ve bilgisayar kullanımlarında yanlış duruş ve oturuş yanında uzunca geçirilen süre fiziksel anlamda ciddi sağlık sorunlarına sebep olmaktadır. Sağlıklı kullanım söz konusu olası sağlık problemlerinin bilgisinde ve bilincinde olup kullanımı ona göre düzenlemektir. 

Güvenli Kullanım: Teknolojik araçları kullanırken zarar görmeyecek şekilde kullanmaktır. Bunun içerisinde kişisel posta hesaplarının şifrelerinin güvenli şekilde belirlenmesinden sosyal medyanın bireysel mahremiyetin korunarak kullanılmasına, alışverişin ve bankacılık işlemlerinin güvenli şekilde yapılmasından teknolojik araçların virüslerden ve casus yazılımlardan korunmasına kadar geniş bir bilgi birikimi yer almaktadır. Birey nasıl sorumlu kullanım ile kimseye zarar vermeyecek şekilde kullanıyor ise güvenli kullanım ile de kimseden zarar görmeyecek şekilde kullanacaktır. 

Aktif Kullanım: Teknolojik araçlarla ilişkinin sadece tüketim boyutunda kalmaması ve bireyin teknolojik araçların içeriklerine kendi ilgi ve yetenekleri doğrultusunda herhangi bir şekilde üretimde bulunarak katkıda bulunmasıdır. Teknolojik araçlar bugün hiç olmadığı kadar etkileşimli ve herkesin katkısına hiç bir ayrım gözetmeksizin açıktır. Dolayısıyla her birey hangi motivasyonla olursa olsun bir üretimde bulunup üretimini dünyanın her yerindeki insanların katkısına sunabilir. Bu sunum üretimi yapan kişiye ekonomik, psikolojik veya sosyal anlamda faydalı olabileceği gibi aynı zamanda teknolojik araçları kullanarak başka insanların ürettiklerinden faydalanmanın küçük de olsa bir karşılığı, bir teşekkürü olacaktır. Konuyla ilgili örnek olarak zaman bankası sistemi verilebilir. Zaman bankası sistemi internet üzerinde 6 kıtada, 33 ülkede özellikle gençler tarafından yaygın bir şekilde kullanılan bir sistemdir. Sisteme göre insanlar bilgilerini ve birikimlerini para almadan sunmakta ve başka insanların bilgilerinden ve birikimlerinden para almadan faydalanmaktadır. Herhangi bir bilgiye ya da beceriye ihtiyaç duyan bir kişinin bu ihtiyacını herhangi bir ücret ödemeden karşılaması özellikle dezavantajlı gruplar açısından çok önemli bir çalışmadır. 

İşlevsel Kullanım: Teknolojinin doğru kullanıldığında hayatı kolaylaştıracağının bilincinde olarak kullanımı hayatı kolaylaştıracak araçlar ve uygulamalar üzerinden şekillendirerek kullanmaktır. Buna göre teknolojik araçlarla ilgili genel kültür göz önünde bulundurulmalı ve bu genel kültürde yer alan akıllı telefon uygulamalarının, web sitelerinin ya da programların eğlenceden ziyade işlerini ve sorumluluklarını daha kısa zamanda, daha çabuk ve daha etkili yapmasına yardımcı nitelikte olmasına özen gösterilmelidir. 

Faydalı Kullanım: Faydalı kullanım; teknolojik araçların kullanımları ile beraber kişiye fayda getirecek şekilde kullanılmasıdır. Bu fayda bireyin ihtiyaç duyduğu herhangi bir alanda olabilir. Önemli olan kullanımın kişinin hayatının kalitesini artıran, işlevselliğini geliştiren, herhangi bir alanda ilerlemesini sağlayan bir kullanım olmasıdır. 

Bilinçli Kullanım: Bilinçli kullanım; teknolojik araçların iyi niyetli olduğu kadar kötü niyetli, doğru olduğu kadar yanlış kullanımlara da açık olduğunun bilincinde olarak doğru bilgiye doğru kaynaklarla ulaşma bilgisine ve becerisine sahip olmak ve bunun mümkün olmadığı durumlarda da bilgiyi farklı kaynaklardan kontrol ederek alabilme farkındalığına sahip olarak teknolojik araçları kullanmaktır 

Çevreci Kullanım: Çevreci kullanım; teknolojik araçların gereksiz yere kullanılması halinde küresel ısınmayı artıracağının bilincinde olarak teknoloji araçlarını uyku modunda bırakmaktan, gereksiz yere arama motorlarını kullanmaya kadar olumsuz etkinin farkında ve dikkatinde olarak teknolojiyi kullanmaktır. 

Yasal Kullanım: Yasal kullanım; teknoloji araçlarının yasalar tarafından suç olarak nitelendirilen bir davranışı gerçekleştirmeye sebep olmayacak şekilde kullanmaktır. 

Dürüst Kullanım: Dürüst kullanım, teknolojik araçları kullanırken kimsenin hukuki ya da ahlaki hakkını çiğnemeden kullanmaktır. Bu konuda özellikle telif hakları meselesi üzerinde ısrarla durulması gereken önemli bir konudur. Telif hakları konusunda ortak bir bilince sahip olunması ve kopya çalışmalardan uzak durulması hem gerçek eser ve çalışma sahiplerinin hakkının doğru bir şekilde teslim edilmesi, hem kopyacılığın talep görmemesinden dolayı devam edememesi, hem de gelecekte yapılacak çalışmaların önünün açılması anlamında önemli bir etken olacaktır. 

Bilgili Kullanım: Bilgili kullanım, teknolojik aletlerin temel kullanım bilgisine ve becerilerine sahip olarak teknoloji kullanmak ve böylelikle teknolojik aletlerin bilgili kullanımıyla yapılması gerekenleri daha kısa zamanda yapabilecek şekilde kullanmaktır. Bunun içerisinde on parmak klavye kullanmaktan arama motorlarında etkin anahtar kelime yazmak veya Microsoft Word’un kısa yollarını bilmekten Microsoft Excell’in işlevlerini öğrenmeye kadar çok geniş yelpazede bilgi ve beceri yer almaktadır. 

(Alıntılar yapılmıştır) 

 

Psikolojik destekle birlikte yürütülmesi önemli etkendir  

Psikolog Doğan Demirkan ÖZDEMİR

Psikolog Ekin KARAKÜTÜK

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir